İNSAN ZAPT ALTINDA NASIL TUTULUR?
Gezi Parkı, “ben istedim ben yaptım” işlerinden sıkılan ve ağaçlar sökülene kadar içinde ne biriktirdiyse alıp, “hayır” deme hakkını kullanmaya gelen binlerce insanın Hyde Park’ı olacak sanki… Bir özel başkaldırı ve birey olarak şehri hakkında fikrini söyleme hakkının kullanıldığı yer…
Çok uzaklara gittim. Yüzlerce yıl öncesine. Aristo mantığına! Aristoteles, siz ne derseniz deyin, Batı düşüncesinin en önemli iki filozofundan biri. Her ne kadar ünlü Platon efendinin çömezi olarak anılsa da İskender’i eğitmek için görevlendirilmiş, bir tarih adamı yaratmış –ayyaşın biri dahi olsa- tarih onu MÖ.322 de yazmış! Hâlâ anıyoruz. Çünkü felsefenin temel ilkelerinin temelini oluşturmakla kalmamış, siyaset ve toplum hakkında da gelecek nesillere muhteşem eserler bırakmış.
Aristo diyor ki: “İşler, iş olarak şerefli yahut şerefsiz diye ayrılmazlar. Yapılışlarındaki maksada göre şerefli veya şerefsiz olurlar.”
Babil’e sulama kanalları yaptırmayı düşünen Büyük İskender’i nasıl bir öğretmenin nakış gibi işlediğini anlamanız için yüzlerce Aristo sözü yazmayacağım. Tarih anlatıyor zaten… Asya ve Hindistan fetihleri, İskender’in gözlerini ve egosunu parlatırken bir yandan da buradaki insanları nasıl zapt altında tutacağını düşünüyordu. Başöğretmeni Aristoteles’e bir mektup yazıyor ve soruyor:
”Zapt ettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için neler yapmalıyım ” Önümde üç şık var:
Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne gönderebilirim
Ülkenin ileri gelen insanlarını hapse atabilirim
Yahut ülkenin ileri gelen insanlarını kılıçtan geçirebilirim
Hocasından cevap gelir:
Sürgüne yollama. Sürgünde toplanıp sana karsı başkaldırırlar,
Hapse atma! Hapishaneler militan yuvası olur, kontrolden çıkar,
Onları kılıçtan geçirme. Onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, tahtını sallar.
Aristo, çözüm olarak şu nasihati verir: ”İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin, birbirleriyle savaşınca hakem olarak kendini kabul ettireceksin ama anlaşmaya giden bütün yolları da tıkayacaksın.”
Gezi Parkı; yozlaşan siyasete, artan işsizliğe, değerlerinin başkaları tarafından belirlenmesine “ben yaptım oldu” diyen düşünceye hayır diyenlerin toplandığı Tienanmen Meydanı’na benzemeye başladı… Son raddeyi de kökünden sökülen ağaç anlattı o kadar!
Bir Allah’ın kulu da gelip neden yeşilliği betona kurban etmeyi seçtiklerini anlatmıyor. Parkında gece dolaşılamıyorsa, emniyeti sağla! Parkı bir AVM için yok etmeye bahane bulamıyorsan da git New York’a bak Central Park 900 dönüm cennet tam şehrin göbeğinde duruyor!
Kitlesel protestolar dünyaya, ülkelerin yönetimi hakkında bilgi anlatır. Anlayan anladı.
Yurt Gazetesi 1 Haziran 2013
Ayşenur Yazıcı