İçi Yarısına kadar Su Dolu Kapkaranlık Bir odaya Gönüllü Girip 1,5 Saat kalmak Nasıl bir Duygu?


Gönüllü olarak gidip kendimi karanlık, içi yarısına kadar su dolu 1,5X1,5 metrelik bir odaya koydum. Floating Tank bunun adı… Giriş kapısını üzerime kapattılar. Her yer birden zindan gibi oldu.
Kendi nefes alışverişimi duyarken ayaklarımın metal duvarlara değdiğini fark edip karnıma doğu çektim. Hiçbir şey görmememe rağmen gözlerimi kocaman açarak bir şeylerden emin olmaya çalışıyor. Boynumdaki damarlardan kanın akışını kalbimin sesini duvarlarda hissediyordum.
Koku duygumun birden çok arttığını hissettim. Görme duyusu olmadığından kulaklarım ve burnum turbo çalışıyordu sanki…
Suya katılmış olan “epsom salt” aslında içeriği Serotonin hormonunun salgılanmasına yardımcı bir inorganik tuz. İçinde sırtüstü yüzdüğüm bu hapis odasındaki suya o kadar yoğun tuz katılmış ki bedenim suyun üstünde duruyor. Batmıyorum. Yerçekimi yok adeta.
Gözlerimi ovuşturduğumda ıslak parmaklarımdaki tuzun yoğunluğu sebebiyle yanmaya başladı. Etrafta tatlı su yok ki sileyim! Tükürüğümü alıp gözlerime sürdüm. Sızlama azıcık geçti.
Gözlerimden yaşlar akarak sırtüstü uzandım ve kendimi karanlık tabutun içine teslim ettim.  
Annemin karnında da yalnızdım, karanlıktı. Sıcaklık 37-38 dereceydi. Üşümüyordum. Yüzüyordum. Ama huzur doluydum.
Yok. Buna benzemiyordu yaşadığım. Tek kişilik hücrelerde günlerce güneşsiz ve sessiz kalan insanları düşündüm. Kendimi kötü hissettim.
 Telkine başladım. Bu tabuta kendin gönüllü geldin. Su içinde karanlıkta kalmayı deneyimlemek istedin. O halde sakince suya bat ve nefesine odaklan dedim.
Kimsin? Dünyada ne yapıyorsun? Şanslı olduğun alanları düşün.
Ne kadar az ömrüm kaldığını hissettim birden. Zamanın çok hızlı aktığını. Yapacak ne kadar çok işimin olduğunu. Yazacak ne çok romanım olduğunu düşündüm. Biraz sakinleştim. Magnezyum sülfat etkisini göstermişti belki.
Sonra birden sevgilimin bana, beni ilk kez görüyormuş gibi bakışını ve “git, seninle sevgili olamayız” deyişini kapıyı çarpıp çıkışını hatırladım.
Tuzlu suyun içinde arka üstü yatarken gözyaşlarım kulaklarıma aktı, silmedim. İç çektiğimde metal tabutun içinde yankılandı. Korkum kalmamıştı. Ama içimde çok garip bir sızı vardı. Sevilmemiş olmak sızısı. Olduğun gibi sevilmek.
90 Dakika tamamlanıp kapak açıldığında annesi tarafından terk etmiş ve ağlamaktan bitap düşüp uyuyakalmış bir çocuk gibi uyandım.
Bu karanlık odaya niye girdim? Bunun insana iyi geldiğini söyleyen kim? Neden dünyanın her yerinde floating tank denilen bu garip yerler var? Anlatayım.


John Cunningham Lilly adında bir sinirbilimci/psikanalist adam 1950’lerin başında izolasyon tankı denilen dış dünyayla tüm uyarılarınızın kesildiği bir tank icat etti.
Bu adam hem filozof hem mucit hem doktor.
Akıl sınırlarını zorlayan, karanlık, ses geçirmeyen, içinde nefes alarak uzanabileceğiniz bir su dolu tankta duyular kapanmış halde kalmanın insanı iyileştirdiğini ve içine bakmaya yönlendirdiğini iddia ediyor.
 İddia ediyor diyorum çünkü ben klostrofobisi ve niktofobisi olmayan biri olarak 90 dakika bu tankta yaşadıklarımdan böyle bir sonuç çıkartamadım. Çıkartamadığım gibi çok gergin ve karışık bir kafayla dünyaya geri döndüm.

Bu tank şöyle bir şey: Büyük bir kabinin içinde yarıya kadar vücut sıcaklığında İngiliz tuzu katılmış su dolu, hiçbir şey görmeden ve duymadan kaldığınız bir bidon gibi düşünün.
İnternette size gösterilen modern beyaz , pleksiglas yandan pistonlu yumurta şeklindeki kabinler yerine metalden yapılmış, yandan yukarı açılan denizaltı kapağı gibi girişi olan,  küp şeklinde bir kabine girdim.
 İçerisi simsiyah boyalıydı ve bacaklarımı uzattığımda duvarlarına değdiği için rahat değildim.


Neyse,
Lilly, bu deneyin adına R.E.S.T diyordu. Restricted Environmental Stimulation Technique yani “Kısıtlı Çevresel Uyarım Tekniği”
İspatlamak istediği şey derin benlikle buluşup zihin ve ötesini görmekti.
Kafayı buna takıp, “kozmik bilinç veya metafizik bilinç yükseltme teknikleri bütünü” olarak ancak kısaltabileceğim bir eğitim için Şili’deki Oscar Ichazo’nun eğitimlerine katılmış.
Sonrasında galaktik ve kozmik tesadüfler arasında gidip gelen düşüncelerini yazıp savunmuş, aklın sınırı yoktur derken beden dilinin sınırlarını ispatlamaya çalışmış.
Sofizme ucundan değinmiş, Budist meditatif bilinç haline ulaştığını söylemiş, ama psikoaktif ilaçlar da kullanarak yaptığı tank deneyimleri sonucunda kozmik varlıklara ulaştığını söylemiş birisi…

Hayatını deney tahtası yapmış. Bilinmezlik içinde tıbbı, metafiziği fizik kurallarıyla kullanmaya ömrünü vermiş bu bilim adamı Lilly hakkında çok fazla şey bilmiyorum. Ama Zekanın iki farklı biçimi arasındaki çatışmayı anlatmak için kurduğu bu tank deneyimi “duygusal yoksunluk” üzerine kurulması çok ilgimi çekti. Denemekten bir şey çıkmaz dedim. Denedim.



Nobel ödüllü, nanoteknolojinin gurusu Richard Feynman, bilinci incelemek için esrar ve ketamin de alarak Lilly’nin tankını kullanmış. Ölmemiş.  Kitabında uzun uzun bahsetti. Yorumladı.
Ama Amerikalı “yaşam uzatma” (!) aktivisti Harun Traywick 28 yaşında bu tanka ketamin alarak girdi. Ölüsü çıktı.

Şimdi bunları niye anlattım: Deneyim güzel bir şey. Ama her ruhun narinliği, bu deneyimi yaşadığındaki sıkıntı ve sevinçleri aynı değil. Herkesin bu tank deneyiminden mutlu bir meditasyon ve içe bakma ile çıkabileceğini sanmıyorum. Laboratuvar şartlarında bile “normal şartlar altında” ibaresi konularak sonuçlar not edilir. Normal şartlar ifadesi, bir reaksiyonun şartlarının kontrol edilebileceği ve karşılaştırılabilir sonuçlar elde edilebileceği anlamını taşır.
Bu tanka giren ruhların hepsi farklı şartlara sahipler, basınç ve ısı alanına karanlıkta giriyorlar ve hepsinden aynı huzurla arınmayı beklememek gerekir. Bu benim düşüncelerim.
Yine de Tayland Phuket gezim sırasında masaj salonlarını teknik öğrenmek için tek tek turlarken chalong floating tank ile tanıştığım için pişman değilim. Bir daha girer misin derseniz hayır. Teşekkür ederim. 90 dakika 1500 baht (bin tl civarı)
Ama şunu söylemeden de yazımı bitirmek istemiyorum: Deneyimini yazan binlerce insan var internette. Benim gibi farklı hissedenler de var. Herkes arınmış “her şey çok güzel havasında” çıkmıyor oradan. Bilimsel olarak %100 kanıtlanmamış sadece 51 kişi üzerinde test edilip “evet valla insanı iyileştiriyor” denilen metodlara inanamıyorum. Kusura bakmayın. Her insan farklı dünyadır.                       (01.Mart.2023)

Chalong Phuket Floating Tanks

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Yazılar
Afalina Bozkurtlar Buart