Özgürlüğün Elli Tonu

Pegasus Yayınları

On beş gün içinde iki adet 700 sayfalık kitap okuyunca geri dönüp “bu kitaptan ne anladın” diye kendinize sorarsanız işte anlayacağınız budur!

Adam yakışıklı, zengin, nazik (!) gönlü boş ve bekar.
Kız salağın teki. Pasaklı, gençliğinin verdiği dirilik dışında özel bir güzelliği de yok. Huyu munis ve hafiften aptal…
Benim anladığım ve okurken hayalimde canlandırdığım budur. Her okuyucu farklı karakter canlandırabilir kafasında ama olayların gidişatı, yaptıkları, dayandıkları katlandıkları “aşk”, aptallığının ötesinde…
Peki kitabı ne okutuyor derseniz elbette aralarında geçen seks sahneleri! İki insan cinsellikte, daha hangi boyutlarda buluşlar (!) yapabilir merakıyla okur musunuz? Okursunuz!
İlk kitabın sonunda “nihayet aklı başına geldi” derken; ikincisini okumama gerek yok derken, bu kitapta edebiyatta Barbara Cartland’ın 50 yıl sonra cinsel içerikle hortlayışı gibi bir fikre kapılıverdim…
Alın demiyorum. Yaşınız 30 civarı ise OKUMAK VE İÇERİKTEKİ CİNSEL sahneleri keşfetmek için zaten dayanılmaz bir dürtü bulup alacaksınız.
Okuduktan sonra cinsel hayatınız değişecek mi? Hayır. Ama merak işte..
Bu merak, EL James’in dünyada 66 milyon kitabının satılmasına yaradı 🙂
Akıllı yazar. Karanlığın elli tonunu da okuyunca yazacağım.
Ama öncesinde Ursula K. Le Guin ‘in “Dünyanın Doğum Günü” adlı bilim kurgu kitabımı bitirip zihnimi bu 2013 hastalığı “cinsellik” romanının kirinden temizlemeyi düşünüyorum.

700 Sayfayı neden okuyacaksınız? Sadece içinde cinsellik anlatıldığı ve 18 yaşından küçükler okumasın (!) denildiği için çok satıyor olmasın? 🙂

2 Şubat 2013 Ayşenur Yazıcı
Not: Ardından diğer tonlarını da okudum ama gerçekten sıkıntı verdi.