Cildiniz geriliyorsa, elinizi yüzeyde gezdirdiğinizde hışır hışır kuruluk hissediyorsanız, yaşınız kaç olursa olsun derinizde incecik çizgiler görüyorsanız, cansız ve mat duruyorsa susuz kalmıştır.
Cilt tipiniz ister yağlı olsun ister karma “susuzluk” ayrı bir sorundur yağ salgısının azalması ayrı bir kuruluk başlığıdır. Cildin diri ve sağlıklı kalması su tutma kapasitesiyle belirlenir. Diğer organlarımız gibi deri de “su kaybettikçe” savunması azalır, çabuk hastalanır kızarır ,kırışır, kurur, ve lekelenir. Deri ya iç yahut dış sebeplerden su tutma kapasitesini yitirir.
Nemsizliğin iç sebepleri
- Yaşlanma Derinizi diri ve tok tutan alt tabakadaki “bağ dokusu ”dur. Bunun da altında yağ tabakası vardır. Yaşımız ilerledikçe iç&dış etkenler sebebiyle yağ tabakasının kalınlığı azalır, cilde verdiği destek söner. Tüm dokuların içerisindeki, jel kıvamındaki “Hyaluronik asit” adı verilen su daha çabuk kaybedilir ve su azaldıkça, deri pörsür, esneyemez duruma gelir. Kurur.
- Tiroit gibi hormonal rahatsızlıklar Hormonal etkenler ve bazı metabolik rahatsızlıklar cildin su tutma kapasitesini ve yenilenme hızını etkiler. Kurur. Stres de hormonları etkileyen bir faktördür.
- Bazı ilaçların sürekli kullanımı ve narkoz alımı Kimyasal değişimler iç organları olduğu gibi cildi de etkiler.
- Kötü beslenme sürekli diyetle yaşama => Cildin sağlıklı yapısını sürdürebilmesi için mineral, vitamin, protein tüketiminin bir dengesi olmalıdır. Yenilenmek için harç bulamayan yapı paydos eder.
Nemsizliğin dış sebepleri
Sıcak veya çok soğuk coğrafyada yaşamak, rüzgâr, UV ışınları, klimalı ortamda sürekli yaşamak, cildin sert kimyasallarla sürekli teması gibi faktörlerle cilt su kaybeder. Özellikle çok güneşte kalan ciltlerin su kaybı ve yaşlanması hızlanır.
Elbette genetik faktörler önemli. Anneniz mesela yaşına göre cildi çok iyi durumda ise sizin de cildiniz diğerlerine göre iç ve dış hırpalanmalara karşı daha dayanıklıdır. Ama yukarıda saydığım etkenler sizin için geçerliyse yaşam şekliniz annenizden farklıysa “sonunuz” aynı olmayacaktır 🙂
Önemsemezsen ne olur?
Genç olsanız bile, suyu eksilen deri, eskiyen hücrelerin yerine yenilerini üretecek gücünü gitgide kaybeder. Dış etkenlerden daha çabuk hırpalanır ve sonuçta cansız, minik çizgilerle kaplı, lekeli, diriliğini kaybetmiş yorgun bir yüzeye sahip olur. Zamanla hassasiyet geliştirir, hışır hışır olur, kızarır pullanır kaşınır. Bu aşamaya gelmiş cilde “atopik cilt” denilir artık. Geçmiş olsun!
Yüzeyden gördükleriniz bunlar ama alt tabakada da durum farklı değildir. Deri hasta gibidir.
Nemlendirici krem ne yapar?
Nemlendirici cildin suyunu tutmasına yardım eder, su tutma kapasitesini artırır. Suyu tam olan deri sağlıklı fonksiyonlarını sürdürür. Yüzü sabunla yıkayıp nemlendirici sürmemek cildin yavaş yavaş intihar etmesidir…
Nemlendirici nasıl seçilir?
Cilt tipinize göre su takviyesi yapan kremler seçin. Yağlı ciltlerin su kaybı için üretilen kremler daha akışkan, jel formunda veya su kıvamında olur. Kuru ve olgun ciltlerin içerikleri yağ bakımından daha zengindir. Hyalüronik asit, aloe vera, seramidler, kuşburnu çekirdeği yağı gibi hem suyu hem yağı dengeleyecek etken maddeler dengeli olarak formülde kullanılır.
• Cildiniz hassas ve kızarık ise organik içerikli, mümkün olduğunca kimyasallardan uzak nemlendirici seçin Organik kozmetik mesela! Ayışığıorganik
• Hem kuru hem nemsiz cildiniz varsa onarıcı vitaminler, tohum yağları, yatıştırıcı bitki sularıyla desteklenmiş nemlendirici seçin.
• Cilt hem kuru hem olgun ise su kilitleyen serumlarla beraber nemlendirici kullanmak gerekir.
• Yağlı ve susuz ciltler genelde kimyasallarla fazlasıyla hırpalandıkları için yağ/su dengeleri bozulmuştur. Hem serum hem nemlendiriciyi beraber kullanın.
• Nemlendiricinin üzerine UV ışınlarını engelleyen bir güneş korumasını – gündüzleri- kullanmayı ihmal etmeyin.
• Nemlendiriciyi hem sabah hem akşam kullanın.
• Temizleme sonrası Glikolik asitli tonik veya eksfolyanlardan kullanırsanız cilt hem o kuruluğu yavaş yavaş atacak hem daha pürüzsüz bir yüzeye kavuşacaktır. Glikolik asitli tonikler, eksfolyanlar, akşam kullanımlı pedler ve serumlar vardır.
Nemlendiricilere cilt tipinize göre içerikler konulur ama esas amaç cildin su kaybını önlemektir. Yağlı ciltlerin nemlendiricilerinde yağ salgılarını da dengeleyen içerikler vardır. Kuru ciltler için üretilen nemlendiricilerde yağ oranı daha zengin tutulur. Bu kremler, NMF adı verilen doğal nemlendirme faktörleriyle, gün içinde su kaybının yaşanmasını önleyen küçük yastıkçıklarla yüzeyde bir koruma tabakası oluşturur, (battaniye gibi) dış etkenlerin koruma görevini yapar. Serumlar ise derinin alt tabakasında suyu kilitlemeyi hedefler. Bu sebeple serum ve nemlendirici birbirini tamamlar. Ayrı görevleri vardır. Serumun kremden farkı hakkında detaylı bilgi videosu için tıklayınız.
Nemsiz ciltlerin sakınması gerekenler
* Klorlu suyla, (havuz) güneş ışınlarıyla, musluk suyuyla, sabunla, kazıyıcı sert kimyasallarla temasını minimumda tutmanız gerek!
* Cildi temizlemeden serum ve nemlendiriciyi uygulamayın.
* Bakımı hem sabah hem akşam uygulayın.
* Haftalık bakım ile ( Glikolik Asitli peeling & Maske) yenilenmeyi destekleyin. Böylece alttan gelecek olan yeni deri sağlıklı olarak yüzeye yerleşecektir.
