Yengeçlerin Aşk Adına İnatçı Yolculukları

30 yıllık ömrü olan bu doğanın mahzun prensesleri, içgüdüsel olarak senenin altı haftasında yaşadığı aşk seyahatinden 11 aylık kovukta yaşama devrine geçiyor… Batı Pasifik’te bir ada var. adı: Christmas Adası.
dünya üzerindeki en büyük mercan adası…

Yılda bir kez bu adada garip bir buluşma yaşanıyor yüz on milyondan fazla kırmızı yengeç mevsim yağmurlarının başlamasıyla birlikte, 340 günü sığınarak geçirdikleri kaya kovuklarından fırlıyor ve eşlerini bulmak için bu adanın sahillerine koşuyorlar.

Nerede yaşarlarsa yaşasınlar içlerinden ezbere bildikleri bu adanın yolunu buluyor, eşlerini seçiyor ve yumurtalarını okyanusa bıraktıktan sonra, doğaya karşı yapmaları gereken görevi yerine getirmiş, sessizce, yollarını asla şaşırmadan kovuklarına dönüyorlar…

Bu garip doğa randevusu, güneşli günler biter bitmez yengeçlerin genetik kodlarından çıkıp onlara “git eşini bul” komutunu vermesiyle başlıyor! kıyılara ulaşan yengeçler önce kırmızı bir leke gibi akıyor, sonra yollar, sahiller, ağaç altları, kayalar, suyla denizin birleştiği yer kıpkırmızı oluyor. bir tepeden baktığınızda maviyle kırmızının kımıl kımıl dalgalanarak birbirinin içine geçtiği bir doğaüstü manzara gözlerinizi kamaştırıyor.

Bu yengeçler gelecek nesillerini oluşturmak için içgüdüsel bir itmeyle her yıl aynı dönemde aşkı bulmak adına soluksuz bir koşuya başlıyorlar. yaşadıkları ada üzerinde kontrol altına alınması zor karınca istilası tüm eko sistemi değiştirmesin diye adada ilaçlamalar da yapılmış. çünkü bu karıncalar yengeçlerin yüzde 30’unu tüketmişler!

İnsanların yerleşimleriyle beslenecekleri doğal yiyecekler de yok olmaya başladığından, bu yengeçler ormanları altından oyarak yiyecek bulmaya çabalıyorlar! karıncaların istilasından kurtulan 100 yengeçten 15’i de orman yanlarından geçen yollarda arabaların altında hayatını kaybediyor… zaten topu topu 30 yıllık ömrü olan bu doğanın mahzun prensesleri, aşk adına yaptıkları içgüdüsel yolculuktan okyanusa birkaç yüz yumurta bırakarak ayrılıyor ve senenin altı haftasında yaşadığı aşk seyahatinden 11 aylık kovukta yaşama devrine geçiyor…
ömrü böyle kodlanmış!

Şimdi sizin içgüdülerinizi oturup düşünme zamanı diye kırmızı yengeçlerin hikâyesini taşıdım bu köşeye!

Yaşamınızın amacı nedir?

O amaca ulaşmak için hangi engellere takıldınız ve hangilerini aşabilmek için bir kıskacınızı meydan muharebesini yaptığınız yerde bıraktınız düşünün…
Kaybettikleriniz, vazgeçmedikleriniz ve bırakmayacaklarınızı düşünün. çünkü yaşam size bir fırsatı asla bir kez vermiyor. düşünün bir! kıskacınızı kaybettiğiniz yerde aldığınız dersi bir sonrakine kullanmanız gerekiyor. yılmadan, ısrarla…

Bir kırmızı yengeç kadar olamıyorsanız size armağan verilen ömür neye yarıyor?

Şimdi gidin yüzde 15’inin ezileceğini ve heba olacağını, yüzde 30’unun havanda su dövmek olduğunu bilseniz bile yüzde 55 gibi müthiş bir olasılık için umudunuzu yineleyin… Sular çekilince karıncalar balıkları, Sular gelince balıklar karıncaları yiyor… Hatırlayın, yüzde 45 de sizin olsun!

(vatan gazetesindeki köşe yazısından ayşenur yazıcı/ andrea and

not:
ahmet bey, yaşama inatla devam etmeniz için size armağan edilmiştir bu yazı…

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Yazılar
Afalina Bozkurtlar Buart